8 Mayıs 2010 Cumartesi

Hayattan neler öğredim ?

Belli bir zaman geçtikten sonra, hayat hepimize bir şeyler öğretiyor zaten...
Önemli olan, bunları uygulayabilmek!...

HAYATTAN...

*Geniş ve rahat olmayı öğrendim... Ölümün dışında hiç bir şey göründüğü kadar önemli ve acil değil...

*Coşkulu ve neşeli olmadığım zaman, bunun hiç kimsenin suçu olmadığını ve gülümsemem gerektiğini öğrendim...
*Cesur olmayı; değilsem bile öyle davranmayı öğrendim... Nasıl olsa, aradaki farkı kimse anlamıyor...

*Cazibemle 15 dakika idare edebildiğimi, ama ondan sonra mutlaka bilmem gereken bir şeyler olduğunu öğrendim...

*Hiç kimsenin sır saklamadığını öğrendim!... Çünkü herkes, "birine söylemek ihtiyacı" hissediyor...

*Yanıtını bilmediğim ve emin olmadığım konularda "Bilmiyorum" demenin daha faydalı olduğunu öğrendim...

*Ağzımı kapalı tuttuğumda, fazla hata yapmadığımı öğrendim!...

*Başarıya çıkan bir "asansör" olmadığını, tırmanmak gerektiğini öğrendim...

*İnsanların bana sadece, -benim izin verdiğim şekilde- davranabildiklerini öğrendim...

*Kıskançlığın, mutluluğun düşmanı olduğunu ve "mutlu olmak için başkalarına güvenme"nin sonsuza kadar hayal kırıklığı getirdiğini öğrendim...

*İnsanların kendinden daha az başarılı insanlarla, başarısını; mutsuz insanlarla da mutluluğunu konuşmaması gerektiğini öğrendim...

*Başkaları için olumsuz düşünüp acımasız ve kırıcı olanların, aslında güçsüz kimseler olduğunu ve sevgiyi sadece güçlü insanLarın bildiğini öğrendim...

*İnsanlara artık kızmıyorum... Çünkü, hayatlarında hataları, sorunları, mutsuzlukları olan insanların,karşılarındakileri kendi yerlerinde görmeye çalıştıklarını öğrendim...

*"Ben bu hatayı nasıl yaptım?" demek yerine, en mükemmel düşünenlerin bile hata yapabileceğini; önemli olanın, ders alıp yinelememek olduğunu ve yeni hatalardan daha az zararlı çıkmayı öğrendim...

*Hayattaki en önemli çözümün, neyin "önemli" olduğuna karar verip gerisini çöpe atmak olduğunu öğrendim...

*BENİ ELEŞTİREN, BANA BİR ŞEYLER SÖYLEME YETİSİNİ KENDİNDE BULANLARA , "CEVAP VERMEME"Yİ ÖĞRENDİM...
ÇÜNKÜ BU TARTIŞMA, HİÇ BİR ZAMAN BİTMEYECEKTİR...

*Sadece "ders almak" için arkama bakmayı, sadece "yüksek sesle düşünebilmek" için sorunumu bir başkasına anlatmayı öğrendim...
"Çözüm" için değil...

*"İmkânsız" diye bir şey olmadığını, çok istediğimde imkansızı eldeedebildiğimi, asıl savaşı kazanabilmek için "küçük çarpışmaları
kaybetmeyi" göze almayı öğrendim...

*Zamanı ve sözleri, dikkatsizce kullanmamayı öğrendim... Çünkü geri alamıyorum...

*Ne kadar çaba harcarsam harcayayım, bazılarının mutsuzluk için her zaman bir "neden" bulabildiğini öğrendim... ARTIK ÇABALAMIYORUM!

*Önemli olan şeyin, başkalarının benim hakkımda ne düşündükleri değil; benim kendim hakkındaki düşüncelerim olduğunu öğrendim...
Kendimi yargılıyorum...

*"Affetmek ve Unutmak"... Eğer güçlüysen başarabildiğini ve kin tutmanın beni rahatsız ettiğini öğrendim...

*Nerede ve ne şartlarda olursa olsun, yaşadığım yeri güzelleştirmeyi öğrendim...

*Sürekli "BEN DÜRÜSTÜM, BEN DOĞRUYU SÖYLÜYORUM, SEN FARKLISIN" diyenlerden kuşkulanmayı öğrendim!...

*Durum ne kadar vahim olursa olsun, soğukkanlılığımı yitirmemeyi, gülümsemeyi; her şeyi negatif ve kötü düşünen, mutsuz olan insanlardan ayrı kalmayı öğrendim...

*Beni kızdıran birine cevap vermeden önce, 10 saniye düşünmeyi, nefesalmayı ve kendime sakinleşmek için zaman tanımayı öğrendim...

*Bugünkü her üzüntümün ve her acımın, benim yarınki mutluluğumu hazırladığını öğrendim...

*Yapmak istediklerimden asla vazgeçmemeyi, büyük düşlerin gerçeklerden daha güçlü olduğunu ve "başarmanın en kısa yolu" olduğunu öğrendim...

*"Kaybedecek neyim var?" demek yerine , yaşadığım her şeyde "kazanacak çok şeyim var!" demeyi öğrendim...

*Hayatı, gereğinden fazla ciddiye almamayı öğrendim...

*En önemlisi de, kendime gülmeyi, kendimle eğlenmeyi, kendimi sevmeyi öğrendim!...

Şarap

'Şaraptaki madde bol kalorili yemeklerin kötü etkilerini önlüyor..'

Bir nefeste okudum yazıyı..
Harvard Tıp Okulu ve Amerikan Ulusal Yaşlanma Enstitüsü araştırmacıları,
kırmızı şarapta bulunan resveratrol denen doğal maddenin zengin kalorili ve
bol yağlı yemeklerin Kötü etkilerini yok ettiğini ve ömrü uzattığını keşfetmişler.
Habere göre..
Hergün düzenli alınan resveratrol, son yıllarda hızla artan obezite/şişmanlık kaynaklı rahatsızlıklar, hatta ölümlerin çaresi oluyor.
Resveratrol üzümün kabuğunda, dolayısı ile kırmızı şarapta bulunan bir madde ve bu madde, ünlü bilim dünyasinda 'Fransız Paradoksu' diye bilinen çelişkinin büyük anlamda çözümü..
Fransızlar dünyanın en zengin ve en yağlı yemeklerini yiyen millet
oldukları halde, Amerikalılara göre çok daha az kalp hastalıklarina yakalanıyorlar.

Neden?..
İşte bundan.. Her yemekte içtikleri kırmızı şaraptaki resveratrol, bol
yağlı, bol kalorili yemeklerinin kötü etkisini yok ediyor. Araştırmacılar
bir gurup deney faresini, yüzde 60'ı yağlardan oluşan bir diyetle
beslediler. Fareler, fare türü için orta yaş demek olan, bir yaşındaydılar.
Beklendiği gibi fareler bir süre sonra şeker hastası oldular,
karaciğerleri büyüdü ve standart beslenen farelere göre daha erken ölmeye başladılar.
Bir başka gurup fare de aynı diyetle beslendiler, ama onlara aynı zamanda
büyük dozlarda resveratrol verildi.. Bu fareler de normalin üstünde
şişmanladılar.
Ne var ki bunların kan şekerlerinde ve insülin üretimlerinde değişme olmadı.
Şeker hastası olmadılar. Karaciğerleri büyümedi. En önemlisi şaraptaki bu
madde farelerin hayatını çok keskin bir sekilde uzattı. Resveratrol
alan fareler, normal beslenen ve normal yaşam süren farelerden de daha uzun yaşadılar.
Yani.. Bu fareler, sağlıklarından hiçbir bedel ödemeden, en sevdikleri, en
güzel, en lezzetli, en yağlı yemekleri istedikleri kadar yediler.
Üstelik..
Normal beslenen farelere göre daha uzun yaşadılar.
Araştırmacilar resveratrolun farelerin fiziksel yaşam kalitelerine nasil etki ettiğine de baktılar. Farelerin denge ve fiziksel gücünü deneyen bir test var. Dönen bir çubuk üzerinde düşmeden yürüme süreleri ölçülüyor.
Resveratrol alan fareler yaşlandikça daha başarılı olmaya başladılar ve normal beslenen genç farelerle aynı formu muhafaza ettiler.
Merak edip başka kaynaklara daldım.. Kırmızı şaraptaki bu doğal madde,sadece ömrü uzatmakla kalmıyor.. Kansere karşı.. Virüs hastalıklarına karşı.. Ateşlı, iltihaplı hastalıklara karşı.. Sinirlerin ve sinir sisteminin muhafızı.. Yani her derde deva tam bir mucize madde bu..
Bu konulardaki çalışmalar da hızla devam ediyor. Uzmanlar farelerden alınan sonuçların insanlar için de geçerli olacağını düşünüyorlar..
Ama şimdilik aşılması gereken çok şey var.. Bir defa doz.. Kırmızı şarabın
litresinde 1.5 ile 3 miligram resveratrol var. Farelerle aynı etki için
normal kiloda bir insanin günde 10 ile 20 şişe arası şarap içmesi lazım.
Bu kadar fazla alkol alındığında resveratrolun etkisi ne olur, bilinmiyor..


İnsanlar yüzyıllardan beri şarap kadehlerini tokuştururken boşuna
'Sağlığınıza' demiyorlarmis. .
Gerçekten sağlıklarına içiyorlarmis meğer!..

Kur'an-ı Kerim'in Nahl Suresi 67'inci ayeti aynen şöyledir:
'Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve
güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk
için kesin bir mucize vardir.' (Çeviri: Prof.. Yaşar Nuri Öztürk)

7 Mayıs 2010 Cuma

Tanrı'nın eczanesinden

GENÇLİK İÇİN PRATİK İKSİR

Gençleşmek değilse de genç kalmak elinizde. Bunun için biraz özen, biraz kendinize bakmanız yeterli. Bir de bu mucize iksiri öneriyor uzmanlar;

Hazırlanışı: 15-16 tane maydonoza 2 yemek kaşığı taze limon suyu ve yarım bardak da su ilave edildikten sonra blenderdan geçirilir.

Kullanımı: Sabah aç karnına kahvaltıdan 15-20 dakika önce içilir. 15 gün boyunca her sabah içmek gerekir.

2. günden itibaren sabahları kalktığınızda daha dinç ve daha zinde kalkacaksınız. Yorgunluğu daha az hissedeceksiniz.

Bu karışımın özelliği gençleştirici bir etkisinin olmasıdır. Vücuttan toksin attırır ve karaciğer yağlanmasına karşı da mükemmel bir çözümdür.



KIRMIZI PANCAR KÜRÜ

Karaciğer rahatsızlıkları, saç dökülmeleri, cilt problemleri, sedef hastalığı, vitiligo (ala) hastalığı, egzama, kurdeşen (ürtiker) gibi hastalıkların giderilmesi için karaciğerin temizlenmesi gerekir.

Karaciğerin temizlenmesi için kırmızı pancar kürünün uygulanması gereklidir.

Kırmızı pancar kürü hazırlanışı:

Önceden iyice temizlenmiş 250 gram kırmızı pancarı dörde bölerek 1 litre kaynar suda 3 dakika kaynatın.

Demlendikten sonra elde ettiğiniz pancar suyunu Sabah, akşam ve gece yatmadan önce olmak üzere günde 3 kez aç karnına 1 er bardak için. Bu uygulamaya 3 hafta devam edin. Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.

KALBİN DERMANI ALIÇ ÇAYI


Alıç çayı, kalp ve damar sağlığını korumak ve tıkalı kalp damarlarını açmak için doğal bir şifa kaynağı...

ALIÇ ÇAYI HAZIRLANIŞI:

Alıç çayı hazırlamak için 1 su bardağı kaynar suyun içine 1 tatlı kaşığı kırmızı alıcın yaprak,çiçek ve meyvelerinden koyduktan sonra bir kaç dakika kısık ateşte demlendirin.
Bu çaydan 20 gün boyunca sabah ve akşam için.
He gün 1 su bardağı taze sıkılmış havuç suyu (vitamin emilimini sağlamak için içine 1 çay kaşığı zeytinyağı koyarak) için.

KABIZLIK VE SES KISILMASINA KURU İNCİR

Kabızlığın dermanı da kuru incirde saklı... Aslında incirin faydaları saymakla bitecek gibi değil. İncir herhangi bir meyve ya da sebzeye göre en yüksek lif içeriğine sahiptir.

Enerji verir, bağırsaklardan toksik maddelerin atılması kandaki kollestrol seviyesinin düşürülmesinde etkilidir. Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidir.

SES KISIKLIĞINA BİREBİR: İncirin kurutulmuşu iyi bir balgam söktürücü ve yumuşatıcıdır. Sesiniz kısıldığında hemen bir inciri bir su bardağı kadar sütün içine koyup bir cezvede kaynatın. Ilık ılık bu şurubu için, çok yararını göreceksiniz.

KABIZLIK İÇİN HAZIRLANACAK KÜR: 5 adet kuru inciri iyice yıkadıktan sonra, 1 bardak sıcak suyun içine koyarak 1-2 saat bekletin. Akşam yatmadan önce incirleri yedikten sonra üzerine de suyunu için.
Bu kür 3-4 hafta uygulandığında kabızlık için faydalıdır. İncir, mide ve bağırsak mukozasını kalıntılardan, balgamlardan temizler ve rahat çalışmalarını sağlar.

Uyarı : Bu kürün şeker hastaları tarafından uygulanması uygun değildir.
TROİD'İN MUCİZESİ CEVİZDE
Tiroidleriniz sizin sigortanızıdır. Endokrin sisteminiz bozulduğunda vücudunuzun çalışma sistemi de bozulur. Troidin en büyük ilacı cevizdir.

HAZIRLANIŞI: 25 tane cevizi kırdıktan sonra kabukları ve perdeleri ile birlikte bir litre suyun içinde 5 gün bekletin. Elde ettiğiniz sudan sabah akşam birer fincan için, cevizleri de yiyin. Ayrıca ceviz yağını dışarıdan boğazınıza sürün.

Hipertiroid rahatsızlığı olan kişiler, dereotu ve tere otunu fazla aşırıya kaçmadan tüketmeli, bunun yanında bol miktarda maydanoz ve roka da yemelidir.
BÖBREK HASTALARINA ÖZEL FORMÜL

Bu özel formül böbrek iltihapları konusunda çok başarılı sonuçlar veriyor...
Gerekli Malzemeler:
* 3-4 adet kereviz sapı,
* 3-4 adet lahana yaprağı,
* 1 tutam maydanoz sapı,
* 1 su bardağı su
Hazırlanışı: 1 su bardağı kaynayan suyun içerisine kereviz saplarını, lahana yaprağını ve maydanoz sapını koyduktan sonra 3 taşım kaynatın.
Uygulanışı: Akşamları yatmadan 1 saat önce 1 su bardağı için. 3 hafta süre ile uygulanması gereken kürün hiç bir yan etkisi olmadığı için herkes içebilir. Böbrek iltihaplarının dışında zayıflamaya ve kan yağlarını düşürmeye de yardımcı olur.
Uyarı: Her seferinde taze olarak hazırlanmalıdır.
VARİSLERE KARŞI PRATİK ÇÖZÜM

Varis, toplardamarların bozulması ve kanın katılaşması, kan dolaşımının bozulması sonucunda toplardamarların şişmesi şeklinde oluşur. Varisleri yok etmek için bir çok pratik çözüm var... İşte onlar;
FORMÜLLER:

• 1 litre beyaz ispirtonun içine 4 adet kafirun koyun. Akşam elde edilen karışımı varisli bölgelerinize sürdükten sonra streç filmle sararak yatın. Ertesi sabah tekrar aynı uygulamayı tekrarlayın.
• Çoban çantası otu, kekik, at kuyruğu otu ve at kestanesinin kabuğu ayrı ayrı ya da hepsini beraber çay gibi demleyerek günde 3-4 su bardağı içilir.
• Fındık yaprağı ve asma yaprağı çayları varise çok iyi gelir.
• 1 bardak kaynar suyun içine, 4 gram rezene konularak 10 dakika bekletilerek günde 2-3 bardak içilir.
• Çobançantası taze bitkisi doğranarak bir kaba konularak üzerine keskin sirke ilave edilerek 10 gün güneşte bekletilir. Elde edilen karışım ile varisli bölgeler hergün aşağıdan yukarıya doğru ovulur.
• 40 derece ısıtılmış 1 kova sıcak suyun içine yarım fincan ezilmiş şap ve 1 fincan karbonat konularak eritilir. Haftada 3 gün 15 dakika süre ile bacaklar dize kadar bu suya konur. Varisler daha yukarı çıkmış ise aynı işlem küvette tekrarlanır.
• Fındık ağacı kabuğu, ceviz ağacı kabuğu ile kaynatılır. Suyu ile varislerin üstüne pansuman yapılır.
MEME KANSERİNE KARŞI DOĞAL ÇÖZÜM

Meme; süt bezeleri ve süt bezlerinde üretilmiş sütü meme başına taşımakla görevli kanallardan oluşmaktadır. Bu süt bezlerini ve kanallarını oluşturan hücrelerin kontrol dışında çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine yayılarak çoğalmaya devam etmelerine 'meme kanseri' denilmektedir.
Meme kanseri için pratik bitkisel destekler
• 2 su bardağı kaynar suyun içine 10 gram civanperçemi koyarak kısık ateşte 5 dakika demlendirin.Sabah ve akşam aç karnına bir bardak bu civanperçemi çayını içiln.

Öğlenleri tok karnına 1 bardak sarı kantaron çayı için. Akşam tok karnına bir bardak biberiye ve mürver çiçeği çayı için. Gece saat 22.00 de karabaş otu çayı ile şerbetçi otu çayı için. Bu uygulamaya 45 gün devam edin.
• Soya fasulyesini ılık su ile ıslatın, bir gece bekletilerek süzün. Kavrularak yendiğinde kanser riskini önlemektedir.
EKLEM AĞRILARI İÇİN ÖZEL KARIŞIM

Ekrem ağrıları yaşlanmanın yanı sıra uzun süre masa başında çalışanların da büyük derdidir... Bunun da doğada çaresi var.

Boyunağrıları,bel ağrıları,eklem ağrıları için:
Hardal yağı
Biberiye yağı
Kekik yağı
Zeytin yağı
Badem yağı
Ceviz yağı
Eşit miktarlarda bir kapta karıştırarak eklem yerlerinize sürün. Streç filmle sarın. Ağrılarınıza derman bulacaksınız.
Önemli Uyarı: Hardal, biberiye ve kekik yağları yakıcı yağlardır. Zeytinyağı, badem ve ceviz yağı gibi yumuşatıcı yağlar ile karıştırılmadan sürüldüğünde cildinizi yakar ve zarar verir.
DOĞAL ANTİBİYOTİK TARİFİ

Antibiyotikler zamanla vücutta bağışıklık sağlarlar ve etkileri kalmaz. Ama en önemlisi vücut, antibiyotikleri dışarı atmakta büyük güçlük çeker... Bunun yerine doğal antibiyotikleri kullanmanızda fayda var... Peki doğal antibiyotik nasıl yapılır diyorsanız, bu tarifi de bir yere not edin;

Antibiyotik tarifi :
Malzemeler:

1 baş sarımsak
Yarım limon
Yarım litre su
Cam kavanoz
ailüminyum folyo

Hazırlanışı: 500 CC (yarım litre) kaynatılmış soğumuş suyu cam bir kavanoza koyduktan sonra içine kabukları soyulmuş bir baş sarımsağı rendeleyip, yarım limonu da kabuğu ile dilim dilim doğrayıp atın. Kapağını kapattıktan sonra (alimünyum folyoyla sararak ışık almasını engelleyebilirsiniz) karanlık bir ortamda 4 gün bekletin. Dört gün beklettikten sonra içinden posasını alın. Her kışa girerken bir kaç defa bu doğal antibiyotiği tekrarlarsanız savunma mekanizmanız güçlü olur.
Kullanımı: Her yemekten 15 dakika önce aç karnına bir yemek kaşığı içebilirsiniz. Dışarıdan gelen mikrop ve virüslere karşı etkilidir. Hiç bir yan etkisi de yoktur.
DEPRESYONUNDA BİTKİLERDE DERMANI VAR

Ciddi depresyonu mutlaka bir psikiyatristin tedavi etmesi gerekir. Ama derdiniz basit ise doğal tedavisi var... Özellikle de uyku derdi çekiyorsanız...

Sarı Kantaron: İçeriğindeki aktif bileşiklerden biri olan hipersinin anskiyetenin, depresyon ve değersizlik hissi gibi durumların tedavisinde çok önemli ilerlemeler sağlamaktadır.
Ciddi derecedeki depresyon hastalarının en büyük sıkıntısı olan uyku düzensizliklerini tedavi eden özellikleri vardır.
Kullanımı:1 bardak kaynar suya 1-2 çay kaşığı kurutulmuş sarı kantaron koyup 10 dakika demlenmesini bekleyin ve sonra için. 4 ile 6 hafta boyunca günde 1 veya 2 bardak bu çaydan içilirse son derece etkili olur.
Not:Eğer hamile iseniz sarı kantaron kullanmayın ve kullanırken şiddetli güneş ışınına maruz kalmayın. Çünkü bu bitki cildi güneşe karşı hassaslaştırmaktadır.
BAĞIRSAKLARI TEMİZLEMENİN YOLU

Bağırsakların da arada temizliğe ihtiyacı vardır. Bunun için de doğal bir kür öneriliyor...

MALZEMELER:

-Lahana suyu,
-Havuç suyu,
-Elma suyu
-Şeker pancarı suyu...

Hazınlanışı: Bunların sularını sıkarak karıştırın ve sabah - akşam birer su bardağı olmak üzere 7 gün boyunca aç karnına için.
Uygulayacağınız bu kürle bağırsaklarınızı, sindirim sisteminizi arındırıp rahatlatacaksınız.

6 Mayıs 2010 Perşembe

Değişik bir kabak yemeği

Malzemeler:

- 7-8 adet kabak
- 4 adet olgun domates
- 250 ml krema
- 150 gr tereyağı
- 2 çorba kaşığı domates salçası
- Bir tutam dereotu (isteğe bağlı)
- 1 çay kaşığı tuz
- 1 çay kaşığı toz karabiber
- 1 çay kaşığı tatlı kırmızı biber tozu
- 1 çay kaşığı toz hardal

Hazırlanışı:

Kabakları orta boy küpler halinde doğrayın. Genişçe bir tencereye tereyağını koyarak ateşin altını açın ve sonrasında tereyağ eridikten sonra doğradığınız kabakları tencereye aktarın. Tencerenin kapağını kapatın ve bir tahta kaşık yardımıyla ara sıra kabakları karıştırın. (Kabaklar tencerenin dibine yapışmasın) Buhar yardımıyla kabaklar orta ateşte güzelce pişecektir. Kabakların piştiğinden emin olduktan sonra ateşin ağzını kapatıp tencereyi bir kenara koyun. Ortalama 15 dakikada kabaklar hazır olacaktır. Bu arada domateslerimizi kabaklar gibi orta boy küpler halinde doğrayalım. İsterseniz dereotlarını da doğrayarak domatesler ile aynı kaba alabilirsiniz. Kenara koyduğunuz kabak tenceresinin içerisine doğramış olduğunuz domatesler, tuz ve dereotunu ekleyip tencerenin kapağını kapatın. Derince bir tavada masalamızı hazırlayabiliriz. 1/2 çorba kaşığı tereyağını tavamızda erittikten sonra, sırasıyla toz hardal, karabiber ve kırmızı biber tozunu atın. Baharatları yarım dakika ateşte çevirdikten sonra krema ve salçayıda masala tavasına ekleyip karıştırmaya devam edebiliriz. Karışım fokurdamaya başlayınca tavamızı bir kenarda bekleyen kabak tenceremizin üstüne dökmeliyiz. Tencereyi bir tahta kaşık yardımıyla güzelce karıştırdıktan sonra yemeğimiz hazırdır.

Amazing Fire Illusion!